Teori ve eğitimde uygulama boyutlarıyla milli değerleri ele alan çok sayıda kitap ve makaleye imza atan, değerler eğitimi alanının uzman isimlerinden Prof. Dr. Cihat Yaşaroğlu, kamuoyunun milli ve manevi bir eğitim modelini istediği ve bu beklenti içerisinde olduğunu söyledi.
Türkiye Yüzyılı’na uygun Maarif Modeli ile hazırlanan yeni müfredattaki programların bütüncül ve beceri temelli olarak hazırlanmasının önemli olduğuna değinen Yaşaroğlu, “2024 programlarında son aşamaya gelindiğini biliyoruz. Türkiye’de program geliştirme pratikleri bağlamında baktığımızda bu programların bütüncül bir bakış açısı ve beceri temelli olarak hazırlanmış olması oldukça önemli bir gelişmedir. Bu programları değerli kılan diğer bir unsur da programlarda milli ve manevi değer vurgusunun ağırlıklı olacağı vurgusunun kamuoyunda geniş bir beklenti oluşturmuş olmasıdır. Esas mesele, bu beklentinin hangi ölçülerde karşılık bulacağıdır.” diye konuştu.
Milli ve manevi değerlerin müfredata yansıtılmasının kritik önemde olduğunu belirten Yaşaroğlu, şu ifadelerde bulundu:
“Milli ve manevi değerlerin programlara yansıması için dikkat edilmesi gereken bazı temel vurgulardan bahsedebiliriz;
1- Programı geliştirmeye yönelik iradenin milli ve manevi değer hassasiyetinin yüksek olması,
2- Programlara temel teşkil edecek sağlam bir değer anlayışının ve modelinin belirlenmiş olması,
3- Program geliştirme süreçlerinde görev alan akademisyen, öğretmelerin ve uzmanların da mili manevi değer hassasiyetleri ile değerleri programa yansıtma becerilerinin yüksek olması.
Bu ifade etmeye çalıştığım üç madde kısaca milli ve manevi değerlere ilişkin iradenin programlarda vücut bulmasını da sağlayacaktır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Talim Terbiye Kurulu Başkanı Cihad Demirli’nin bu konuda hassasiyet gösterdiğini kaydeden Yaşaroğlu, şöyle konuştu:
“Bu 3 temel vurguyu değerlendirecek olursak programı geliştirme iradesini ortaya koyan siyasi iradenin bu konuda hassasiyetini gerek Cumhurbaşkanımızın, gerekse de Milli Eğitim Bakanı ile Talim Terbiye Kurulu Başkanı’nın konuşmalarından anlamaktayız.”
2’nci maddenin de sorun teşkil etmeyeceğini dile getiren Yaşaroğlu, şu ifadelerde bulundu:
“Programlara temel teşkil edecek, değerler eğitimi modeli veya yaklaşımının da Bakanlık bünyesinde başarılı bir şekilde hazırlandığını, değerlerin daha iyi anlaşılması ve uygulanması için çabaların halen devam ettiğini de biliyoruz. O halde ikinci madde ile ilgili sorun olmadığını veya asgari düzeyde sorun olabileceğini söyleyebiliriz.”
Yaşaroğlu, en önemli maddenin 3’üncü madde olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
“Gelelim üçüncü maddeye. Esasında beklentileri karşılayacak müfredata ilişkin adımlar burada atılacaktır. Siyasi iradenin hedef olarak tayin ettiği değer modelinin programlarda vücut bulacağı aşama bu aşamadır. Bu merhalede görev alacak olan program geliştirme ekibinin, tüm programlar bazında, milli ve manevi değer hassasiyetlerinin çok güçlü olması gerekmektedir. Bu da tek başına yetmez. Aynı zamanda değerlerin program unsurları ile nasıl ilişkilendirileceği konusunda da program ekibinin uzman olmaları değerlerin programa yansıması açısından oldukça kıymetlidir.İlan edildiğinde, üçüncü aşamanın da müfredata başarılı bir şekilde işlenmiş bir şekilde karşımıza çıkacağını ümit ediyorum.”
ALINTIDIR